Dört Mezhepten Biri

| 20 Mart 2017 | 0 Comments

DÖRT MEZHEPTEN BİRİ İLE AMEL ETMEK LAZIMDIR

Sahâbe-i Kirâm, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn (radıyallahü an- hüm) zamanında mezhepler pek çoktu. Onların hiç birisini ve mezheblerini kötülemek câiz değildir.

Ashâb-ı Kirâm’ı ve mezheb imamlarından hiç birisini, kav­rayamadığımız ictihâdları ve işledikleri amelleri sebebiyle kö- tülememeliyiz. Zîrâ müctehidin, içtihadı ile amel etmesi farzdır. Kötüleyenin günahı kendi üzerinedir. Âyet-i celîlede (meâlen): “O, bir ümmet idi, geldi geçti: Ona kendi kazandığı, size de kendi kazandığınız vardır. Siz onların amellerinden sorulacak değilsiniz.” (Bakara sûresi, âyet 134) buyurulmuştur.

Bugün amelde Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheble- rinden başka bir mezhebi taklîd câiz değildir. Bu, Ashâb ve Tâbiîn’in mezheblerindeki bir noksanlıktan yahut dört mez­hebin onlara üstün olduğundan değildir. Zîrâ Ashâb-ı Kirâm ve Tâbiîn’in içinde bütün ümmetin en üstünü olan Hulefâyı Râşidîn (dört halîfe) vardır. Onların mezhebleri bize tevâtür yolu ile ulaşıp yazılmadığından, bizim, o imamların verdikleri hüküm ve fetvaların şartlarını ve kayıtlarını bilmediğimizden- dir. Eğer tevâtür yolu ile ulaşsa idi taklîdi caiz olurdu. Lâkin böyle olmamıştır.

Imâmü’l-Harameyn el-Cüveynî: “Hükümlerinin tamamı tedvîn (yazılıp kayd) edilmiş olmadığı için dört mezhepten başka bir mezhebi taklîd câiz olmaz.” buyurmuştur. Zîrâ dört mezhebin esasları ve teferruâtı yazılmış, yayılmış ve her­kesin malumu olmuştur. İbn-i Nüceym (r.h.) buyurdular ki: “Muhakkak hükümlerinin zabt (kayd) edilmiş bulunması ve tâbilerinin (uyanlarının) çok olması sebebiyle dört mezhepten başka bir mezheble amel olunamayacağın­da icmâ vardır.”

Celâleddîn el-Mahallî der ki: “Avâmın veya müctehid âlimlerden olmayan herkesin dört mezheb âlimlerinden bir müctehidi taklîd etmesi lazımdır. Zîrâ Allâhü Teâlâ: -meâ­len- “İmdi, eğer bilmiyorsanız bilenlerden sorunuz.” (Nahl sûresi, âyet 43) buyurmuştur. Muhammed Mustafâ’nın (s.a.v.) dini ile amel etmek, ancak bu dört mezhepten birine uymak ile mümkündür. Bundan başka yol yoktur. (Hulâsatü’t-tahkîk fî-hükmi’t-taklîd ve’t-telfîk, Abdülganî Nablûsî)

Tags: , , , ,

Category: Dini

About the Author ()

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir